CHAPECOENSE TARAFTARI OLABİLMEK..
Kendinizi bir anlığına da olsa Chapecoense taraftarı olarak düşünün. 1973 yılında kurulmuş bir takımın taraftarısınız. O kadar genç bir kulüpsünüz ki, haliyle başarıya açsınız. Takımınızı 25.000 kişilik Arena Conda Stadında her maç destekliyorsunuz. Başarıya olan açlığınız, iyi bir kadro ile birleşince çok hızlı bir ivme ile üst liglere tırmanıyorsunuz ve 2014 yılında Brezilya`nın en üst ligi olan Serie A`da kendinize yer buluyorsunuz. 2016 yılı ise sizin için tam bir peri masalı gibi gidiyor. Ligde orta sıralarda kendinize yer ediniyorsunuz ve ligin önemli takımları arasında sayılıyorsunuz. Daha da önemlisi Teknik Direktör Caio Junior yönetiminde Güney Amerika`nın kulüpler düzeyinde en önemli ikinci turnuvası olan Copa Sudamericana`da finale çıkıyorsunuz. 160.000 nüfuslu Chapeco kentinin siz de dahil her bir taraftarı mutluluğa boğuluyor ve finalde Kolombiya`nın Atletico National takımıyla eşleşiyorsunuz. 28 Kasım 2016 tarihinde takımınız Lamia Airlines`ın 2933 sefer sayılı uçağı ile Kolombiya`ya doğru yola çıkıyor. Siz ise evinizde otururken, 01 Aralık 2016 tarihinde oynanacak final serisinin ilk maçı için beklemeye koyuluyorsunuz. Heyecanlısınız çünkü bu sizin belki de en büyük başarınız olacak kulüp olarak. “Copa Sudamericana`da final oynamak.” ve belki de kupayı kazanmak. Bu hayal ile uykuya dalıyorsunuz. Sabah gözlerinizi açtığınızda telefonunuzda, televizyonda, her yerde gördüğünüz bir haber sizin içinizi parçalıyor, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyorsunuz, çığlıklar atıyorsunuz. İnanmak istemiyorsunuz ama ne yazık ki rüya değil, gerçek olduğunu anlıyorsunuz. Medyada gördüğünüz şey, şampiyonluk hayali kurduğunuz, peri masalı gibi bir sezon geçiren takımınız Chapecoense`nin uçağının Kolombiya
`ya giderken düştüğü haberi…
Futbol ile yatıp futbol ile kalkan bir ülkede yaşanan bu trajedi sadece Chapeco şehri insanlarını değil, sadece Brezilya halkını değil, Dünya`nın her bir köşesindeki futbol taraftarlarını, hatta sporun her dalına ilgi duyan taraftarları, hatta ve hatta tüm insanları derinden yaraladı. Bir gece önce final maçını düşünürken, bir gün sonra takımdan geriye sadece kadroya giremeyip Kolombiya`ya götürülmeyen 3-4 futbolcunun kalması trajedisini, haberi ilk gördüğüm andan itibaren tüm hücrelerimde en derin acıyla hissederken bir de Chapecoense taraftarı olduğunuzu düşünün. İşte bu hissiyat “Allah düşmanımın bile başına vermesin.” dediğimiz olaylarda yaşadığımız hissiyatla eşdeğer..
Her zaman söylediğim şey sporun birleştirici gücünün olması gerektiğidir. Her zaman ve her koşulda. İşte bu yaşanan trajediden sonra Brezilya`daki tüm takımlardan Chapecoense`ye ücretsiz oyuncu kiralama teklifi gelmesi -3 sezon boyunca küme düşmekten muaf tutulması maddesiyle-, sadece Brezilya ile de kalmayıp, Fransa`nın son şampiyonu PSG`den 40 milyon avroluk bir yardım teklifiyle FIFA`ya başvurması, Benfica kulübü başkanının da Chapecoense takımına sınırsız süreye oyuncu ödünç verebileceğini açıklaması, Cristiano Ronalda`nun kazada hayatını kaybeden futbolcuların ailelerine 3 milyon avro bağışlaması bize sporun birleştirici gücünün en güzel örneklerini göstermekte.
Evet, tüm dünyanın sizinle olması, yanınızda destek olması, acınızı paylaşması çok güzel bir his ama ne olursa olsun takımınız geri gelmeyecek, 1 hafta önce statta beraber şarkılar söylediğiniz futbolcular, kupayla değil, ne yazık ki tabutla gelecekler ve siz, Chapecoense taraftarı olarak sevinç gözyaşı değil, acının en ağır gözyaşını dökeceksiniz, 1 hafta önce baba olacağını öğrenen 22 yaşındaki futbolcunuz Tiaguinho`nun eşinin acısını paylaşacaksınız.. Uzun lafın kısası, mutluluğun kedere, acıya dönüşmesini tüm benliğinizle yaşayacaksınız..
SPOR DOSTLUK, BARIŞ VE KARDEŞLİKTİR
Eminim ki benim gibi sizler de Brezilya`ya 10757 kilometre uzaklıkta olsak bile bu acıyı derinden paylaşıyorsunuz. Spor kardeşliktir, spor birleştiricidir, spor en büyük rakibin bile olsa acısını paylaşabilmektir. Biz bu acıyı; 20 Ocak 1989 yılında kendi ülkemizde Samsunspor taraftarı ile otobüs kazasında ölen 3 futbolcusu, teknik direktörü ve şoförü sonrası yaşadık ve paylaştık, 1958 yılında Manchester United`ın yaşadığı uçak kazasında 8 oyuncusunu kaybetmesi ile paylaştık, 1949 yılında Torino`nun uçağının düşmesi sonucu 18`i futbolcu olmak üzere 31 kişinin ölümüyle paylaştık. Taraftar olmak, taraftar olurken de rakibinle kardeş olabilmeyi ne yazık ki sadece acılı olaylarda başarabiliyoruz. Bizi biz yapan en önemli değerlerimizden birkaçıdır saygı, sevgi göstermek ve hoşgörülü olmak ve bunu hayatın her alanında gösterebilmek de en önemli vazifemizdir. Biz taraftarlar, rengimiz ne olursa olsun, bir bütünün farklı renklere gönül veren kollarıyız. İyi günde, kötü günde, yeri geldiğinde aynı noktada toplanması gereken kollar..
Bir Chapecoense taraftarının hislerini, yaşadıklarını anlamak için elimden geleni yaptım. Belki de kendimce en derin hislerle bunu kaleme aldım ama..
Ama hiçbir zaman Chapeco`da doğmuş ve yeşil-beyaz renklere gönül vermiş bir taraftarın şu an neler yaşadığını, içinde ne fırtınalar koptuğunu ne yazık ki anlayamayacağım.
Umarım bu acıyı, bu fırtınayı da hiçbir zaman hiçbirimiz yaşamayız..
BURAK GÜLŞEN
Yorum Yap